leaf

TARİHÇEMİZ

HELVACI OSMAN 1932 - TARİHÇE


Firmamızın kurucusu olan dedemiz Osman Akbay 1910 yılında Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlçede yaşayan yörüklerden olup lakabı Ayanlar olan aileye mensuptur.

Osman Akbay Şarkikaraağaç’ta küçük yaşta helvacı çırağı olarak işe başlar. Burada helva yapımını öğrenir, ustalaşır ve kendini geliştirir. Daha sonra askerlik görevi için Niğde’ye gelir. 4 yıl süren askerlik yıllarında, görevi gereği askeriyenin erzak ihtiyaçlarını karşılamak için sık sık çarşı görevinde bulunur. Osman askerliği sırasında dürüstlüğü ile çarşı esnafı tarafından sevilip sayılan bir insan olur ve kendisi de Niğde’yi çok sever. Askerlikten sonra memleketine tekrar dönse de kısa süre sonra Niğde’ye yerleşmeye ve çıraklıktan başladığı mesleğini burada sürdürmeye karar verir. Ve ailesini de alıp Niğde’ye geri döner.

Niğde’de 1932 yılında kendi dükkanını açar ve helva imalatına başlar. Helvanın yanı sıra köpük helva, küncülü helva, lohusa şekeri, reçel, lokum ve bandırma imalatı da yapar. Dükkanda ürettiklerinin yanı sıra bakkaliye ürünleri de bulundurur. Ustalığıyla bütünleştirip imal ettiği günlük taze ürünleri müşterilerine sunar. Cömertliğiyle bilinen Osman Akbay dükkana gelen herkese “ağız tatlılığı” diye helva, lokum ikramlarında bulunur. Zaman geçtikte lezzeti ve kalitesiyle beğenilen ürünler sayesinde Osman Akbay “Helvacı Osman” olarak anılmaya başlar. Çeşit çeşit helvaları, yaz helvası, kırmızı helva, küncülü helva, köpük helva ve tahini Helvacı Osman’ın klasik lezzetleri haline gelir.

Osman Akbay’ın oğlu 2. Kuşak Yusuf Akbay’a kendi ustalığını öğretir. Babasıyla birlikte uzun zaman çalışır ve işi geliştirirler. Bu sıralarda Osman Akbay’a askeriyeden sefer görev emri çıkar ve 2 yıl süreyle yine Niğde’de bu görevi tamamlar.

Helvacı Osman’da helvanın yanı sıra, köpük helva – tahin, kestirme – tahin ya da pekmez – tahin karışımları uzun tahta masalar üzerinde servis edilirdi. İnsanlar bunları kahvaltı ya da öğlen yemeği olarak tüketirdi. Özellikle Niğde’de yaşayan ve okuyan, daha sonra şehir dışı ya da yurt dışına giden hemşehrilerimiz, şehri ziyareti sırasında Helvacı Osman’a uğrayıp bu lezzetlerden yediği anılarını hala özlemle anlatırlar.

Bu ürünlerin yanı sıra Sırali Camii’nin yanındaki evinin altında bulunan soğuk kilerde toprak küplere bastırmış olduğu peyniri saklar, olgunlaştırır ve daha sonra satışa sunardı. Helvacı Osman’ın küp peynirleri de çok meşhurdu ve insanlar severek tüketirdi.

Helvacı Osman lezzetli ürünlerinin yanı sıra güvenirliliği ile de tanınmıştır. Niğde’ye gelen mektup ve postalar Helvacı Osman’a gelir, buradan tüm ilçe ve köylere dağıtımı yapılırdı. İnsanlar hem alışverişini yapar hem de kendisine ya da yakınına mektup var mı diye sorardı. Emanet eşya gönderir ya da bırakırdı. Herkesin eşya ya da mektubu güvenle teslim edilirdi.

Ayrıca Helvacı Osman hoş sohbetli bir insandı. Dükkanında ticaretinin yanı sıra gelen insanlarla o günkü sosyal, ekonomik ya da dini pek çok konuda sohbet ederdi. Dertlerini dinler elinden geleniyle yardım ederdi. Çevresinde iyi ve yardımsever kişi olarak tanınırdı. Eskilerin tabiriyle hem dünyalık hem ahiretlik bir adamdı. Camii, dükkan ve evi arasında yaşamını sürdürürdü. Güzel Kur’an-ı Kerim okur ve nasihatlerde bulunurdu.

1980 yılında Osman Akbay’ın vefatıyla işleri (2. Kuşak) Yusuf Akbay devam ettirir. Baba mirası olan ustalıkla, aynı kalitede helva ve diğer imalat çeşitlerinin yapımını devam ettirir. Helvaya ek olarak doğal taş değirmeninde tahin imalatına da başlar. Helvacı Osman lezzetleri, tahininin en iyisi, pancar şekeri ve çöven karışımının, geleneksel yöntem ve ustalıkla uygulanmasıyla ortaya çıkar. 2. Kuşak bu mirasa sahip çıkarak en güzel şekliyle temsil eder. Arkasından gelen oğulu (3. Kuşak) Osman Akbay’ı da yanında yetiştirir.

2. Kuşak olan Yusuf Akbay’ın vefatlıyla işleri oğlu 3. Kuşak Osman Akbay devralır. O da aile büyükleri gibi bu işin içinde yoğurularak büyümüştür. Ailesinden kalan lezzet mirasına sahip çıkar. Tıpkı onlar gibi helvayı bakır kazanlarda tahta küreklerle karıştırarak geleneksel yöntemlerle aynı kalite ve lezzette üretimine devam eder. O da daha önceki nesil gibi oğlu 4. Kuşak Yusuf Akbay’ı yanında yetiştirir.

Günümüzde halen (3. Kuşak) Osman Akbay ve oğlu (4. Kuşak) Yusuf Akbay birlikte çalışmaya devam etmektedir. (4. Kuşak) Yusuf Akbay eski lezzeti devam ettirmek adına, çeşitli makinalar çıkmasına rağmen, hala bilek gücüne dayanan geleneksel yöntemlerle helva imalatı yapmaktadır. Tıpkı eskiden olduğu gibi, sade helva, kakaolu helva, Antep fıstıklı helva, yaz helvası, kırmızı helva, köpük helva ve küncülü helva yapımına aileden aldığı el ile devam etmektedir. Helvanın yanı sıra doğal taş değirmeninde susamın en iyisi olan yerli susam kullanarak tahin üretimi de yapılmaktadır. Dedelerinden miras olan bilgi ve sorumlulukla işlerini en iyi şekilde yapmaya devam etmekte ve sizlerin beğenisine sunmaktadır. 1932’den beri kuşaktan kuşağa bu lezzette birlikte nice yıllara…